Türkiye Komünist Partisi, ülke ve dünyadaki gelişmelere, seçimlere ve solda ittifak tartışmalarına dair kapsamlı bir açıklama yayımladı.
Açıklamada, “Türkiye’de ve dünyada eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, zorbalık, adaletsizlik ve savaş üreten toplumsal tertibin yıkılıp yerine insanca bir sistemin kurulması yarının değil bugünün acil görevidir” vurgusu yer alırken; seçim süreci, ittifaklar başlığında gelinen noktaya dair son durumun değerlendirmesi de yapılıyor.
Açıklamanın tam metni şöyle:
İnsanca bir nizamın kurulması yarının değil bugünün acil misyonudur
Halkımıza…
1. Türkiye’de ve dünyada eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, zorbalık, adaletsizlik ve savaş üreten toplumsal nizamın yıkılıp yerine insanca bir tertibin kurulması yarının değil bugünün acil vazifesidir. Bu misyonu vakitsiz bulmak, ertelemek memleketler arası monopollerin milyarlarca insanı yıkıma sürükleyen egemenliğini kabul etmek demektir.
2. Dünyada ve Türkiye’de bugün siyasal dengelerin sömürü tertibinden, o sistemin devamından yana çıkarı olan küçük bir azınlığın lehine olmasının temel nedeni, büyük çoğunluğun bu sistemin değişmeyeceği kanısına bir biçimde ikna edilmiş olmasıdır.
3. Türkiye Komünist Partisi bu kabullenişin kesimi olmayacağı üzere, bu tablonun değişmesi ve işçi halkın bu sistemin karşısına dikilmesi için bütün gücüyle gayrete devam etmektedir. Partimiz hiçbir şartta bu uğraşından vazgeçmeyecektir.
4. Hayat pahalılığının dayanılmaz hale geldiği, bir yandan da büyük işverenlerin kârlarına kâr kattığı ve şimdi bölgesel seviyede kalsa da yeni bir paylaşım savaşının patlak verdiği bir periyotta Türkiye Komünist Partisi mevcut nizamı, yani kapitalist barbarlığı güzelleştirme gayretlerinin dışında ve karşısında durmaya devam edecektir. Aslında bu eforlar her tarafı dökülen bu köhne sistemi güzelleştirmeyi değil, ayakta tutmayı hedeflemektedir. Sömürü üzerine heyeti bu tertip hiçbir biçimde iyileştirilemez. Halkın bu nizamda kimi kazanımlar elde etmesi, fakat bu sistemin temellerini sorgulayan kararlı ve örgütlü bir çabanın eseri olabilir.
5. Türkiye’deki sıkıntıların bütünüyle Erdoğan’dan kaynaklandığı palavrasına yaslanarak halkımıza kestirme olduğu kadar düzmece bir tahlil sunmaya çalışan nizam muhalefeti, sömürü tertibinin sürdürülmesi için yerli ve yabancı sermayenin çıkarları doğrultusunda vazife üstlenmiştir. TKP, bu muhalefetin açık ya da örtülü uzantısı olmayacaktır.
6. Tıpkı sermaye sınıfı bundan 20 yıl evvel, AKP’ye de vazife vermiş, ülkemizin kaynaklarının büyük inhisarlar tarafından yağmalanmasını hızlandıran siyasal ve ekonomik düzenlemelerin gerisinde durmuştur. Bugün de siyasi iktidar ile pazarlık yaparak kendisini sağlama alan tekrar büyük kapitalistlerdir. Millet İttifakı ve şimdiki 6’lı ittifak da AKP iktidarı da tıpkı sınıfa hizmet etmektedir. Önümüzdeki süreçte ve gelecek yıl yapılması öngörülen seçimlerde hangi ittifak yük kazanırsa kazansın, kaybeden halkımız, kazanan varlıklı işverenler olacaktır.
7. Türkiye’nin sıkıntılarının kaynağı tek başına Erdoğan değil Türkiye’deki sömürü tertibidir. Bir sorun olarak Erdoğan’ı yaratan da bu sömürü tertibidir. Başından beri AKP’ye karşı kararlı bir duruş sergileyip çaba eden TKP, Erdoğan bıkkınlığının memleketler arası tekellere ve onlarla ayırdedilmez bir bütünlük oluşturmuş olan ülkemiz işverenlerine teslimiyete dönüşmemesi için sağlam ve kararlı duruşunu sürdürecektir.
8. Tarihi bir ekonomik kriz sırasında, halkın haklı öfkesini yatıştırmaya çalışıp, “seçimleri bekleyin” diyen sistem muhalefeti, devasa kârlar elde etmeye devam eden işverenleri korumak için halkın Erdoğan’a duyduğu haklı öfkeden yararlanmak istemektedir. Buna müsaade verilemez.
9. Türkiye Komünist Partisi, AKP iktidarına karşı uğraşını çok boyutlu olarak sürdürürken, halkımızın seçimleri biricik kurtuluş olarak görmemesi ve tertip muhalefetine mahkum olmaması için bugüne kadarki odunsuz tavrını güçlendirerek koruyacaktır.
10. Nizam muhalefetinin kestirme ve uydurma tahlillerle halkımızı oyalamasının bir öbür maliyeti AKP’nin milletlerarası gelişmelerin de yardımıyla ömrünü uzatması olmaktadır. Giderek daha fazla AKP’lileşen muhalefet Erdoğan ve iktidarı yasallaştırmakta ve buna bağlı olarak toplumu çaresizleştirmektedir.
11. Sömürüden, eşitsizlikten, emperyalizme bağımlılıktan, gericilikten, palavradan bıkan ve bu tertibin değişmesi gerektiğini düşünerek TKP saflarına katılanların sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu şimdi bir başlangıçtır ve partimiz bu yıkılası toplumsal sisteme mahkum olunduğu inancını kısa müddet içinde boşa düşürecek bir tesire ulaşacaktır.
12. Bununla birlikte TKP sosyalizm uğraşının güçlenmesi doğrultusunda Türkiye’deki bugünkü siyasi tabloya ait benzeri değerlendirmeler içinde olan bütün siyasi güçlerle işbirliği yolları aramaktadır.
13. AKP’nin yıllarca süren iktidarından ve ülkenin giderek daha da sağcılaşmasından rahatsızlık duyan geniş bir kesim açısından “solda birlik” gerçek bir hasret haline gelmiştir. TKP bu hasreti kıymetli bulmakla birlikte “solda birlik”in sihirli bir kurtuluş reçetesine dönüşmesinden ve solun temel prensiplerinin içi boşaltılmış bir birlik arayışı üzerinden tahrip edilmesinden tasa duymaktadır.
14. Türkiye Komünist Partisi, geçmişte partiye üye olma onurunu yaşamış tüm komünistleri saflarına çağırmaktadır. Bugün soldaki parçalanmışlığın bir kısmı gerçek sınıfsal ve ideolojik farklılıkların eseridir. Bu farklılıkları yok sayarak denenen birleşme ya da bütünleşme teşebbüslerinin neredeyse tamamı başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bununla birlikte, solda çeşitli nedenlerle tarihî ya da toplumsal açıdan manalandırılması mümkün olmayan ayrılıkların yaşandığı da bir gerçektir. İşçi halkın, hayatta karşılığı olmayan başka duruşları takip edip anlamak için ne isteği ne vakti vardır. Bu manada Türkiye Komünist Partisi, ulaştığı siyasal ve örgütsel kazanımların TKP program ve geleneğiyle barışık her damarı kapsaması için elinden geleni yapmaya hazırdır.
15. Lakin bugün “solda birlik” dendiğinde, asıl olarak birbirinden hayli farklı gaye ve programlara sahip oluşumların bütünleşmesi, birleşmesi, işbirliğine gitmesi ya da ittifak kurması, bilhassa seçimlerde birlikte hareket etmesi isteği anlaşılmaktadır. Bu dileğin niyetlerden bağımsız olarak, solun sonlarının belirsizleştiği, sistem içi aktörlerin sol diye isimlendirildiği bir ortamda solun büsbütün etkisizleştirilmesi için sermaye sistemi tarafından sürdürülen teşebbüslerin ekmeğine yağ sürebileceğini biliyoruz. Bu nedenle TKP kendi yaklaşımını çok açık bir biçimde lisana getirmeyi tercih etmektedir.
16. Türkiye Komünist Partisi, solda farklı amaç ve programlara sahip olan siyasi yapıların kendi bağımsız varlıklarını koruyarak ortak emeller doğrultusunda birlikte hareket edebileceği, etmesi gerektiği gerçeğini ısrarla vurgulamaktadır. Burada başlangıç noktası gayemizin ne olduğunun açık bir biçimde ortaya konmasıdır.
17. Türkiye Komünist Partisi, sömürü sistemine ve onun siyasi temsilcilerine açık bir hal alan, emperyalizme ve bütün emperyalist kurum ve ülkelere karşı çaba kararlılığı içinde olan, dinci gericiliğe karşı laikliği savunan bir ortak hareketin yaratılması için davet yapmaktadır. Saydıklarımız solun ortak bedelleridir ve bu bedeller işçi halkın siyaset alanında yükünü koyması ve Türkiye’nin bir toplumsal kurtuluş yoluna girmesi için bize gerekli yeri sunmaktadır.
18. Türkiye Komünist Partisi, gerek iktidar gerekse muhalefetin tek bir sözcükle prensipsizlik olarak tanımlanacak siyaset kültürünün solu da kirletmesine müsaade verilmemesi gerektiği fikrindedir. Bu nedenle TKP sermayeye, emperyalizme ve gericiliğe karşı duran bütün güçlerin yan yana gelmesi için yapan bir tavır sergilerken, seçim taktikleri ya da büyük siyaset ismine bu kararlı duruşla çelişen tavır ve yaklaşımların görmezden gelindiği platformların modülü olmayacağı üzere bu belirsizliklere karşı işçi halkı uyarma vazifesini de yerine getirecektir.
19. TKP seçim aritmetiğine ait hesapların, milletvekili pazarlıklarının bu pahaların üzerini örttüğü hiçbir sürecin modülü olmayacaktır. Yaklaşmakta olan seçimlerde işçi halkın sesi olmak için üç ilkeyi daima öne çıkaracak ve hangi nedenle olursa olsun bunların önemsizleşmesini ya da içeriksizleştirilmesini kabul etmeyecektir.
20. Partimizin EMEP ve Sol Parti ile geçtiğimiz yıl başlattığı görüşmeler, üç partinin her birinin bu hususta birebir hassasiyetleri paylaşması nedeniyle belirli bir olgunluğa kavuştu ve kamuoyunda heyecan yarattı. Farklı tarihi geleneklerden gelen, değişik siyasi ve ideolojik hareket noktalarına sahip olan bu üç partinin sömürüye, emperyalizme ve dinciliğe karşı güçlerini birleştirmesi ve önümüzdeki devir bu eksende geniş bir toplumsal hareketin yaratılması için efor harcaması büyük bir kazanımdır.
21. Üç parti yan yana geldiğinde kelam konusu prensipleri öbür siyasi oluşumların da savunduğunun farkındaydı. Bu nedenle sağlam bir çerçevenin ortaya çıkması ve bu çerçeveyi kabul eden herkesin yaratılacak ortak hareketin eşit bir ögesi olması hedeflendi.
22. Şu ana kadar EMEP, Sol Parti ve TKP’nin sade ve açık bir davet yapmamış ya da yapamamış olmasının nedenlerini öncelikli olarak bu üç parti değerlendirmelidir. Lakin asıl değerli olan bu gecikmenin telafi edilmesidir.
23. TKP gelinen bu noktada şu yaklaşımla çalışmalarını ağırlaştıracaktır:
a. Sömürüye, emperyalizme ve dinciliğe karşı konumlanışın “zaten herkes bu türlü düşünüyor” yaklaşımıyla geçiştirilmemesi gerekir. TKP detaylara takılıp Türkiye’nin gereksinim duyduğu güçlü işçi halk ittifakını daraltma niyetinde değildir. Fakat sol her üç unsura yeni bir dizi başlıkta somutluk kazandırmadıkça, kendisine yakışır açık ve devrimci bir telaffuzla bu prensipleri canlı hale getirmedikçe tertip siyasetinden ayrışamaz ve gerçek bir seçenek haline gelemez.
b. “Saray rejiminden kurtulmak” maksadı, bu üç prensibin yerini alamaz, aksine AKP iktidarına karşı uğraş fakat sömürüye, dinci gericiliğe ve emperyalizme karşı uğraş içinde bir mana kazanır.
c. TKP hiçbir ayrıma gitmeksizin, bu üç unsurdan ne anladığını soldaki bütün oluşumlarla paylaşacak ve onları dinleyecek, anlamaya çalışacaktır. Türkiye’de solun emek-sermaye aksiliği, emperyalizme karşı gayret ve laiklik ekseninde sağlıklı bir tartışma, iştirak ve taraflaşmayı sağlaması her durumda son derece faydalı olacaktır.
d. Bu üç unsur etrafında bir ortak hareketin yaratılması için EMEP, Sol Parti ve TKP’nin birlikte süratli bir adım atması için TKP elinden geleni yapmaktadır. Fakat bu üç partinin temelde seçim siyasetleri ile ilgili nedenlerle ortak bir inisiyatif alamaması durumunda partimiz her iki parti ile yürüttüğü çalışmaları aksatmaksızın öteki inisiyatifler geliştirecek, emsal bir yaklaşıma sahip güçlerle bu doğrultuda birlikte hareket edecektir.
e. TKP yaklaşmakta olan seçimleri kendi başına başka bir sıkıntı olarak değil, sömürüye, emperyalizme ve gericiliğe karşı gayretin bir modülü olarak kıymetlendirmektedir. Bu manada partimizin bu unsurları geriye düşürecek bir seçim siyaseti izlemesi hiçbir biçimde kelam konusu değildir.
f. TKP milletvekili seçimlerine kendi program, isim ve adaylarıyla katılacaktır. Sömürüye, emperyalizme ve gericiliğe karşı kararlı ve ortak bir duruş sergileyen partilerin işbirliklerini oy pusulasına da yansıtmaları ve bir seçim ittifakı oluşturmaları elbette mümkün ve faydalıdır. TKP bu doğrultuda son derece yapan bir tavır sergileyecek fakat öbür bir partiyi desteklemek ya da adaylarını öbür bir partinin listesinden göstermek üzere bir tekniği gündemine almayacaktır.
g. Partimiz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde solun işçi halkı temsil eden bir aday çıkarmasının mutlak bir vazife olduğu inancıyla hareket etmektedir. TKP bu doğrultuda ortak bir çalışma yürütmek için sonuna kadar efor harcayacak, lakin bu doğrultuda bir sonuç elde edilmezse üzerine düşeni yapacaktır.
h. Partimizin tertip partilerinin Cumhurbaşkanı adaylarını desteklemesi hiçbir biçimde kelam konusu değildir. Türkiye siyaseti ve toplumsal çabalar açısından Erdoğan’ın yarattığı tıkanmanın aşılması elbette değerlidir. Lakin bu tıkanmanın aşılmasında işçi halkın son devirde gözle görülür hale gelen örgütlü çaba kültürünün güçlenmesi temel belirleyen olacaktır.
i. TKP özel şartlarda ve (ikinci turda) bariz bir kilitlenme ortaya çıktığında Erdoğan’ın bir defa daha seçilmesine yardımcı olacak bir tavır almayacağını birkaç sefer açıklamıştır. Bu yaklaşım, Millet İttifakı’na dönük bir dayanak ya da onun adayının desteklenmesi için değil, şu ana kadar değiştiremediğimiz “kötünün uygununa bel bağlama” eğiliminin seçimlere kadar yaygın kabul görmeye devam etmesi durumunda AKP iktidarına yansıları istismar eden nizam muhalefetinin elinden oyuncağını almak için tercih edilecektir. Öte yandan bu türlü bir mümkünlük TKP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimine ait yaklaşımlarının merkezinde durmamaktadır. TKP Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de sömürüye, emperyalizme ve gericiliğe karşı kelamını söyleyecek, bir seçenek oluşturacak ve sermayenin temsilcilerini teşhir etme misyonunu en âlâ biçimde yerine getirecektir.
j. Türkiye Komünist Partisi, dünya ve Türkiye’deki gelişmelerin seçimlerin ertelenmesi, seçim sonuçlarının tanınmaması üzere oldu bittileri kolaylaştırmakta olduğu gerçeğinden hareketle, önümüzdeki periyodun en değerli vazifelerinden birisinin halkın yalnızca seçimlere odaklanmasının önüne geçmek olduğunun altını çizmektedir. TKP’nin bütün örgütleri, semtevleri ve emekçi meskenleri halkın örgütlülüğünü güçlendirmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Solda yürütülecek işbirliği çalışmalarının kendisini seçimlerle sınırlamaması, hatta merkeze seçimleri koymaması, Türkiye’de işçi halkın uğraşı açısından yaşamsal kıymettedir. Seçimler lakin örgütlü bir halk hareketi yaratıldığında mana kazanacaktır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
