“İNSANLAR BESİN, SU VE SIHHAT HİZMETLERİNDEN YOKSUN BIRAKILDI”

Önceki gün Refah kapısından geçen 20 TIR’lık yardımın kâfi olmaktan çok uzak olduğu kaydedilen raporda, Gazze’deki insanların “korunma, besin, su ve sıhhat hizmetlerinden yoksun bırakıldığı” belirtildi. Ayrıyeten “savunmasız şahısların en büyük risk altında olduğu ve çocukların kaygı verici bir oranda öldüğü” ihtarında da bulunuldu.

“DÜNYANIN DAHA FAZLASINI YAPMASI GEREKİYOR”

“Gazze, son çatışmalardan evvel umutsuz bir insani durumdu. Artık durum felaket. Dünyanın daha fazlasını yapması gerekiyor” sözlerine yer verilen rapordaki başka detaylar husus madde ise şu biçimde;

– Sıhhat tesislerinin temin ettikleri sonlu ölçüdeki yakıtın yarın tükenmesi bekleniyor.

– Su üretim kapasitesi şu anda “normalin yüzde 5’i” düzeyinde.

– Besin stokları neredeyse tükendi, fırınlar kapanıyor. Çatışma öncesi gönderilmiş insani yardım gereçleri bitmek üzere. Yerinden edilen on binlerce insan yemek pişiremiyor ya da inançlı bir formda yiyecek satın alamıyor.

– Sıhhat tesisleri, su, sanitasyon ve elektrik sistemleri de dahil olmak üzere sivil altyapı İsrail hücumlarında ya büsbütün yerle bir oldu ya da ağır hasar gördü. Hastaneler cenazeleri uygun şartlarda saklayamıyor. Salgın hastalık riski gitgide artıyor.

TÜM SİVİLLERİN KORUNMASI DAVETİ YAPILDI

Raporda bölgedeki insani felaketin sonlanması için “suya, besine ve yakıta daima erişim” gerektiği kaydedildi. Ayrıyeten sıhhat tesisleri de dahil olmak üzere tüm sivillerin ve sivil altyapının korunması davetinde bulunuldu.

HAYATINI KAYBEDEN İŞÇİNİN YARISI ÖĞRETMEN

Öte yandan BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), İsrail’in Gazze’ye düzenlediği taarruzlarda 29 UNRWA çalışanının hayatını kaybettiğini açıkladı. Açıklamada hayatını kaybeden çalışanın yarısının öğretmen olduğu belirtildi.

İSRAİL ORDUSU: ATAKLAR ŞİDDETLENECEK

İsrail ordusu, Gazze’ye yönelik hava bombardımanını “şiddetlendireceğini” açıkladı. Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, beklenen kara saldırısı öncesi Gazze’ye bombardımanların artacağını belirterek, “Savaşın bir sonraki etabına en güzel şartlarda girmeliyiz. Riskleri azaltmak için atakları yoğunlaştıracağız” dedi. İsrail Savunma Kuvvetleri Genelkurmay Lideri Herzi Halevi de ordunun “Gazze’ye girip Hamas’ı ortadan kaldırmak için bir operasyona hazırlandığını” söyledi fakat vakit vermedi.

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Becerikli Ünal, çalıştayın kapanış oturumuna konuk olarak katıldı.

Moderatörlüğünü İsmail Kılıçarslan’ın yaptığı “Türkiye Yüzyılı’nda Kültür ve Şehir” bahisli oturumda konuşan Ünal, kültürün aslında kentin kıyafeti olduğunu söyledi.

Kültürün kente giydirilmiş bir ömür formu olduğunu söz eden Ünal, “Biz tarihi, yeri, vakti ve insanı konuşuyoruz. Aslında insanı konuşurken kültürü, yeri konuşurken coğrafyayı, vakti konuşurken tarihi konuşuyoruz.” dedi.

Ünal, kültür denilen şeyin daha temelde inanç, niyet ve hislerin davranışa dönüşmesiyle birlikte ünsiyeti ortaya çıkardığına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Şehir coğrafyayı bize sunuyor. Vakte, tarihe baktığınız vakit o coğrafyanın hangi vakit dilimindesiniz? Beşere baktığınız vakit da insanın o coğrafyanın hangi vakit diliminde ne yapıyor diye baktığınızda o birliktelik, o bütünlük daha güzel anlaşılıyor. Baba ocağından başlayarak bizim mahallemiz, bizim sokağımız, bizim kentimiz. İşte o aidiyet bizi o kültüre sahip kılıyor. O kültür dönüp karakterimizi oluşturuyor. Her kentin bir ruhu var, her kentin bir şahsiyeti var. O kent ruhu ve şahsiyetiyle karakterleri inşa ediyor. Burada kültürsüz bir kent düşünebilir miyiz? Hayır kültürsüz bir kent düşünemeyiz. İnsan etkileşimlerinin olduğu, ünsiyetin olduğu her yerde bir kültür vardır. Soru şudur; kültürün biçimi, niteliği ve içeriği nasıl?”

Ünal, kentlerin kimliklerinin ve karakterlerinin korunması gerektiğini de vurguladı.

Programa, AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, Samsun Büyükşehir Belediye Lideri Mustafa Demir, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Vilayet Kültür ve Turizm Müdürü Adnan İpekdal, AK Parti Samsun Vilayet Lideri Mehmet Köse, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı.

ÇOCUK AYAKKABILARI DİKKAT ÇEKTİ

Türkiye’nin dört bir yanında 81 vilayetteki merkez mescitlerde buluşan TÜGVA gençleri, Filistin‘deki vahşete, cami avlusuna çocuk ayakkabıları bırakarak dikkat çekti. Bebeklerin, çocukların, temiz sivillerin vahşice öldürülmesine karşı insanlığın bu kadar duyarsızlaşmasına TÜGVA gençler manalı bir reaksiyon gösterdi.

SABAH NAMAZINDA BULUŞTULAR

İstanbul’daki TÜGVA gençleri, Genel Lider İbrahim Beşinci ve tüm teşkilatlarıyla birlikte Levent Barbaros Hayrettin Camii’nde buluştu. Sabah namazında yapılan dualar akabinde basın açıklaması yaptı.

“ÇOCUKLARIN SESLERİNİ BÜTÜN DÜNYAYA DUYURMALIYIZ”

Yalnız toplumsal medyadan değil, bütün alanlardan İsrail terörüne karşı tesirli ve uzun soluklu bir sivil gayret yürütülmesi gerektiğini vurgulayan TÜGVA Genel Lideri İbrahim Beşinci, bütün sivil toplum kurumlarına davette bulundu. “Çocukların seslerini bütün dünyaya duyurmalıyız” davetinin yapıldığı basın açıklamasında;

“100 yılı aşkın bir müddettir siyonizmin temsilcisi İsrail tarafından esir alınan kutsal mabedimiz Kudüs’te zulüm devam ederken, zulmün hudutları Gazze’yle birlikte daha da genişledi. İnsan hakları gözetilmeksizin; çocuk, bayan, yaşlı ve genç ayrımı yapılmaksızın katledilen Filistin halkının çığlıkları cılız kalıyor! “Medeniyet timsali” olarak bilinen Batı tüm bu katliamlara sessiz kalıyor! Yakın bir geçmişe kadar üç semavi dinin halkları tarafından barış ve sükûnetin karar sürdüğü topraklarda artık kan ve gözyaşı ayırt edilemeyecek seviyelere ulaşmış durumda!

Terör devleti İsrail’in memleketler arası hukuku hiçe sayarak âdeta insanlığın ve Müslümanların sabır hudutlarını zorlamaktadır. İsrail, yazılı tarihteki vahşetleri bile utandıran ataklarda bulunmaktan asla çekinmiyor. Her geçen gün aşağılık ve insanlık onuruyla bağdaşmayan hücumlarına bir yenisini daha ekliyor. Barışı, huzuru ve istikrarı temin edebilmek için var gücüyle çalışan biz Müslümanlara yapılan bu atakların hiçbir izahı ve açıklaması bulunmamaktadır. Memleketler arası toplumun görmek, duymak ve bilmek istemediği vahşetlere yenilerini eklemekte imtina etmeyen Siyonist İsrail, vicdansızlığını pekiştirmektedir.

Ayrıca memleketler arası toplum artık görmezden gelmenin ötesine de geçerek toplumsal medya platformları aracılığıyla Gazze’deki soykırıma dair tüm içeriklere sansür uyguluyor. İşledikleri vahşeti kendileri hariç kimse görsün istemiyorlar.

Dili, dini, ırkı fark etmeksizin hangi insan bu vahşeti görmezden gelebilir? Yasallaştırılmaya çalışan bu katliamlar zincirini hangi insan savunabilir? Lakin bu katliamlar bizleri korkutamayacak. Bir ölüp, bin dirileceğiz! Filistin yalnız değildir! Türkiye Gençlik Vakfı 81 vilayetteki bütün teşkilatlarıyla Kudüs ve Gazze’deki kardeşlerinin yanındadır.” denildi.

57 YILDIZ İSİMDEN ORTAK ÇAĞRI

İsrail ordusu yıllarca olduğu üzere son 15 gündür de Gazze‘yi aralıksız bombalıyor. 5 bine yakın insanın hayatını kaybettiği Gazze‘ye 2 haftadır yemek, su ve yakıt da verilmiyor. Dünyada birçok insanın reaksiyon gösterdiği İsrail- Filistin savaşıyla ilgili Hollywood’un 57 yıldız ismi, her iki ülkede yaşanan can kayıplarına son verilmesini talep eden mektubu imzaladı.

“BOMBARDIMANA SON VERİLMELİ”

Artists4ceasefire.org tarafından organize edilen mektupta ünlüler, ABD ve öbür dünya önderlerine bölgedeki hayatları onurlandırmaları, Gazze‘ye yönelik bombardımana son vermeleri ve rehineleri inançlı bir halde hür bırakmaları davetinde bulunuldu.

İşte o mektup ve listede yer alan ünlü isimler;

“Sayın Lider Biden,

Sanatçılar ve savunucular olarak fakat en değerlisi İsrail ve Filistin’de yaşanan yıkıcı can kayıplarına ve ortaya çıkan dehşete şahit olan beşerler olarak bir ortaya geliyoruz.

ABD Lideri olarak sizden, bir can daha kaybedilmeden Gazze ve İsrail’de tansiyonun derhal düşürülmesi ve ateşkes daveti yapmanızı rica ediyoruz. Geçtiğimiz bir buçuk hafta içinde 5.000’den fazla insan öldürüldü; vicdan sahibi her insan bu sayının felaket olduğunu bilir. İnanç ve etnik köken ne olursa olsun tüm hayatın kutsal olduğuna inanıyoruz ve Filistinli ve İsrailli sivillerin öldürülmesini kınıyoruz.

Yönetiminizi ve tüm dünya başkanlarını Kutsal Topraklardaki tüm hayatları onurlandırmaya ve gecikmeden ateşkes davetinde bulunmaya ve bunu kolaylaştırmaya, Gazze’deki bombalamaya son verilmesine ve rehinelerin inançlı bir halde özgür bırakılmasına davette bulunuyoruz. Gazze’de yaşayan iki milyon kişinin yarısı çocuk, üçte ikisinden fazlası ise konutlarını terk etmek zorunda kalan mülteciler ve onların torunlarından oluşuyor. İnsani yardımın onlara ulaşmasına müsaade verilmelidir.

ABD’nin acılara son vermede hayati bir diplomatik rol oynayabileceğine inanıyoruz ve ABD Kongresi, UNICEF, Hudut Tanımayan Tabipler, Memleketler arası Kızılhaç Komitesi ve başka pek çok kurumdan sesimizi duyuruyoruz. Hayat kurtarmak ahlaki bir zorunluluktur. UNICEF’in kelamlarını tekrarlamak gerekirse, “Merhamet ve memleketler arası hukuk üstün gelmelidir.”

Bu yazının yazıldığı an itibariyle, son 12 günde Gazze’ye 6.000’den fazla bomba atıldı; bu da her 15 dakikada bir çocuğun öldürülmesiyle sonuçlandı.”

Toroslar Belediye Meclisi Ekim Ayı Toplantısının ikinci birleşimi, Toroslar Belediye Lideri Atsız Afşın Yılmaz başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda, Toroslar Belediyesinin 2024 mali yılı performans programı ve 2024 mali yılı bütçe taslağı ile 2025-2026 yılları iddiası bütçesine ait Plan ve Bütçe Komitesi Raporu görüşülerek oy birliğiyle kabul edildi.

Tüm Belediye Meclis üyelerinin ortak imzasıyla İsrail’in, Filistin’de binlerce çocuk ve temiz sivili öldürerek insanlık hatası işlediği katliam ile ilgili yayımlanan kınama bildirisi kamuoyu ile paylaşılarak, zulmün bir an evvel durması davetinde bulunuldu. Önergede, “Filistin’de bir zulüm yaşanıyor. İsrail’in, Filistin’de günahsız sivillere yönelik şiddet ve hata içeren taarruzları kabul edilemez bir hal almıştır. Ne yazık ki İsrail, Filistin topraklarında ve kutsal alanlarda insanlığa karşı kabahat işlemektedir. Bunun ismi savaş değil, soykırımdır. Son olarak Gazze’de günahsız sivillerin sığındığı ve tedavi gördüğü bir hastaneyi maksat alarak yüzlerce kişi katletmesi de bir savaş kabahatidir. Hücumlarda hayatını kaybeden Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Meclisimizin ortak kararı ile Filistin’i kan ve gözyaşına boğan İsrail’i şiddetle kınıyoruz. Bizler, bu zulme asla sessiz kalmayacak, Filistinli kardeşlerimizin sesi olmaya devam edeceğiz” tabirleri kullanıldı.

“Bu vahşetin bir an evvel durdurulmasını diliyorum”

Önerge ile gündeme alınan ve oy birliğiyle kabul edilen ortak kınama bildirisinin akabinde kelam alan Toroslar Belediye Lideri Atsız Afşın Yılmaz, bahsin tüm meclis üyeleri tarafından imzalanmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi. Daha öncede benzeri olayların yaşandığını fakat bu akınların canlı yayında tüm dünyanın gözü önünde olmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden Lider Yılmaz, “Bu olayın önümüzdeki devirde birçok farklı gelişmeye sebebiyet vereceğini düşünüyorum. Çok fazlı makûs imaj var. Bunları anmak bir taraftan yeterli değil, bir taraftan da insanlık misyonu. Bir babanın çocuğunun parçalanmış cesedini gazetecilere gösterdiği imaj gözümün önünden gitmiyor. Bombalanan hastanenin, daha sonra da bu hastanedeki yaralılara yardım edenlerin tekrar bombalanmasının imajları gözümün önünden gitmiyor. Hastane idaresinin, cenazelerin ortasında yaptığı basın açıklaması gözümün önünden gitmiyor. Ataklar, bize kuş uçuşu İstanbul’dan daha bir yakın yerde, Doğu Akdeniz’de cereyan ediyor. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bu vahşetin bir an evvel durdurulmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“Sıradan bir olay değil, yeni bir sürecin başlangıcıdır”

Bu bahsin, bir din savaşına dönüşmesinden tasa duyduğuna dikkat çeken Lider Yılmaz; “Hangi dinden olursa olsun, tüm insanlığa sevgimiz ve hürmetimiz sonsuz. Burada bu atakları gerçekleştirenlere reaksiyonumuzu gösteriyoruz. Tüm dünyanın gözü önünde, bunun muhakkak ülkeler tarafından desteklenmesi, motive edilmesi ve haklı görülmesi konusu var. Yalnızca bir haftada 11 gazeteci öldürüldü. İsrail’in fosfor bomba kullanması, hastanenin bombalanması ve İsrail’deki sivillerin bu bombalanmaya karşı koydukları sevincini görüyoruz. Sevindirici olan ülkemizin ve milletimizin birlik ve beraberlik içinde bu hususa yaklaşmasıdır. Bununla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tüm kümelerin imzaladığı bir bildiri yayınlandı. Bu bence sıradan bir olay değil, aslında yeni bir sürecin başlangıcıdır. Dünyaya; insan hakları, demokrasi ve hukuk öğreten batının sonunun başlangıcıdır. Artık dünyada herkes, her şeyi canlı yayında görüyor ve anlıyor” dedi.

“Acil insani ateşkes tasarısına ret oyu verenlerin bu taarruzda vebali var”

Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nda, ‘Acil insani ateşkes tasarısı’ hazırlandığını ve birtakım ülkelerin buna ret oyu verdiğini lisana getiren Lider Yılmaz, “Daha da acısı bundan iki gün evvel Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nda ‘Acil insani ateşkes tasarısı’ hazırlandı. ve birtakım ülkeler ret oyu verdiği için gerçekleşmedi. Tahminen de bu karar verilseydi, Birleşmiş Milletler bu kararı verip uygulasaydı, hastane bombalanması gerçekleşmeyecekti. Bu açıdan bu karara ret oyu veren ülkelerin de vebali ve sorumluluğu var” halinde konuştu.

“Ülkemiz, her vakit olduğu üzere gerekeni yapacaktır”

HACI MURAT KİMDİR?

“Hacı Murat,” Nobel ödüllü muharrir Lev Tolstoy’un 19. yüzyıl Rusya’sında geçen ve Çeçen savaşlarına odaklanan ünlü romanı “Hacı Murat” isimli ana karakteri tanımlayan bir yapıttır. “Hacı Murat,” Çeçenlerin önde gelen önderlerinden biri olarak tasvir edilir ve Çarlık Rusya’sına karşı savaşırken etrafındaki olayların merkezinde bulunur.

Lev Tolstoy, bu romanını yazarken gerçek bir tarihi figür olan Hacı Murat’ı esin kaynağı olarak kullanmıştır. Hacı Murat, 19. yüzyılın sonlarında yaşamış bir Çeçen başkanıydı ve Çeçenistan’da Rusya’ya karşı direnişin önde gelen figürlerinden biriydi. Roman, Hacı Murat’ın şahsî çatışmalarını, liderlik yeteneklerini ve şiddetli ömrünü anlatır.

HACI MURAD HAYAT KISSASI NEDİR, KİTABI NEYİ ANLATIYOR?

“Hacı Murat,” Lev Tolstoy’un dini, etik ve insani mevzuları ele aldığı başka yapıtlarına emsal formda, insan tabiatı, savaş, iktidar ve insanların kararlarının sonuçları üzere kozmik temaları işler. Hacı Murat karakteri, roman boyunca yaşadığı içsel çatışmalar ve Çarlık Rusya’sı ile olan aykırılığıyla derinlemesine incelenir.

Romanın Hacı Murat karakteri, Tolstoy’un o periyoda ve insan tabiatına bakış açısını yansıtan karmaşık bir figürdür. Bu nedenle, “Hacı Murat” romanı hem tarihi bir figürün öyküsünü anlatırken hem de insanlığın üniversal sıkıntılarını ele alan bir eser olarak değerlidir.

Sözcü’ye konuşan İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, kendisine yönelik kelamları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a cevap verdi.

“BU ANLAMSIZ PRESTİJİ GÖREN, BU LAFLARI EDER”

İBB Lideri İmamoğlu, “Ben bunu yaşadım, gördüm. Hatta hakkımda hata duyurusunda da bulundu. Konya’da bir mescitte Cuma namazında onun ismiyle cumanın bekletildiğini söylemiştim televizyonda. O benimle tıpkı mescitte olmadığını söyledi. Ben Beylikdüzü Belediye Lideriydim, 2018’de. Orada olduğumu nereden bilecek Allah aşkına. O cami 30-40 dakikaya yakın bekletildi. Bu anlamsız prestiji gören, bu lafları eder.” dedi.

İBB Lideri Ekrem İmamoğlu

“HALA BABA ELİNE BAKIYOR”

İmamoğlu, kelamlarının devamında şunları söyledi: “Yok efendim, ‘Ne vakit başı sıkışsa Bodrum’da çıkıyor’ üzere anlamsız lafları söyleyen bir insan, 40 yaşını geçmiş, hala baba eline bakan, onun prestiji ve varlığıyla hayata tutunmaya çalışan, hatta o prestij üzerinden insanları ezmeye, makam tayin etmeye kalkan bir kişinin ortaya koyacağı yöntem ve üslup.”

“‘GİTSİN, İŞİNE BAKSIN’ DİYECEĞİM FAKAT İŞİ DE YOK Kİ”

“Bu konuşmayı yapan kim? Bir babanın pozisyon ve makamını kendine tek varlık sebebi olarak bulmuş ve o denli yaşamış insan.” diyen İmamoğlu, “Siyaseti hayatının tek varlık sebebi olarak görmüş bir beşerden bahsediyoruz. Bu üzücü. Ben zati şiddetle baba-oğul, karı-koca siyaset sıkıntısını reddetmişimdir. Hatta birinci ve ikinci derece şayet makam sahibi bir insan varsa, siyaset yapıyorsa bir ailede, asla yanından bile geçmemelidir. Aksi takdirde bütün prestijini kaybediyor. Siyaset ve o makamlar şu anda bu ettiği sözlerle, babasına, ailesine ziyan verici kelamlar. ‘Gitsin, işine baksın’ diyeceğim lakin işi de yok ki.” sözlerini kullandı.

Bilal Erdoğan

BİLAL ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Dünya Etnospor Konfederasyonu Lideri Bilal Erdoğan, Nöbetçiler topluluğunun düzenlediği söyleşi programına katılmış ve burada isim vermeden İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nu maksat almıştı.

Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Her vakit İstanbul’a kim belediye lideri olursa, onu biz 94 yılında İstanbul’a Belediye Lideri olan Tayyip Erdoğan’la kıyaslayacağız. Çıtayı oraya koyacağız. ‘Verdiğin kelamları tutuyor musun? İstanbul’la yatıp İstanbul’la kalkıyor musun?’ diye soracağız. Münasebetiyle bu adam bu işi yapmadı. Bu adam yan gelip yattı. Bu adam gözünü Ankara’ya dikti. Bu adam CHP’nin başına mı geçecek? Cumhurbaşkanı mı olacak? Bunları beklemekten ömrümüz geçecek. Bari İstanbul’u kurtaralım.” sözlerini kullanmıştı.