FİLMDE KULLANILAN KOSTÜMLER SERGİLENDİ

Gala gösterimine Aras Bulut İynemli‘nin yanı sıra, Songül Öden, Esra Bilgiç, Mehmet Günsür, Sarp Akkaya, filmin yönetmeni Mehmet Ada Öztekin, yapımcılığı üstlenen Saner Ayar, Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğunu canlandıran Emre Mete Sönmez, Stiliyan Kovaçev’i canlandıran Darko Peric ile çok sayıda sinema ve basın topluluğundan isim katıldı. Öte yandan sinemada kullanılan kostümler bina içerisinde sergilendi.

İYNEMLİ: DÜNYANIN EN BÜYÜK VE EN HÜRMET DUYULAN BAŞKANLARINDAN BİRİNİN ÖYKÜSÜNÜ ANLATTIK

Filmde Atatürk rolünü canlandıran oyuncu Aras Bulut İynemli çok heyecanlı olduğunu söz ederek, “Heyecanlı değilmişim üzere davranamayacağım. Sorumluluğu çok büyük bir projenin içerisindeyim. Dünyanın en büyük ve en hürmet duyulan önderlerinden birinin öyküsünü anlattık. Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğini oynamak üzere bir bahta eriştim. O yüzden tek bir motivasyonum vardı; layık olabilmek. Zira hiçbir vakit tam olmayacak hiçbir vakit hasretimizi karşılamayacak hisler bunlar, çok özlüyoruz. Layık olmak için nitekim çok çalıştık. İki buçuk yıllık bir emeğin sonunda burada karşınızdayız. Artık takdir seyircinin, umarım elimizden geleni yaptığımızı gösterebiliriz” dedi.

“O SAHNEYİ ÇEKMEDEN EVVEL 15 DAKİKA KENDİME GELEMEDİM”

En çok etkilendiği sahneyi anlatan İynemli, “Benim en etkilendiğim yerlerden birini anlatmak istiyorum; Atatürk’ün 1934’te Anzak annelerine yazdığı bir mektup vardır. Biz o mektubu Çanakkale Savaşı’nın sonunda kullandık. O sahneyi çekmeden evvel ben 15 dakika kendime gelemedim. Olağan bu galiba ikinci sinemaya denk gelecek, orada göreceksiniz. Sinema aslında 6 kısımlık bir diziydi fakat seyahati değiştiği için iki sinema haline döndü” diye konuştu.

ÖDEN: OMUZLARIMDA BİR APOLET ÜZERE TAŞIYACAĞIM BİR İŞİM VAR DİYEBİLİRİM

Zübeyde Hanım’ı canlandıran oyuncu Songül Öden, “Benim için çok heyecan verici bir süreçti. Mehmet Ada ile daha evvel çalışmıştım. Mehmet Ada bana bu işi teklif ettiğinde evvel korktum ve çekindim ancak sonra beni ikna etti. Şayet bu işi kusur edip kabul etmeseydim çok üzülürdüm. Bu grubun bir kesimi olduğum için çok memnunum. Hayatımda omuzlarımda bir apolet üzere taşıyacağım bir işim var diyebilirim, Atatürk o denli bir iş. Seyirci de izlediğinde ne demek istediğimi anlayacak” sözlerini kullandı.

GÜNSÜR: NE BÜYÜK BİR ONUR CUMHURİYET’İN 100’ÜNCÜ YILINDA BU PROJEYLE BURADA OLMAK

Ali İstek Efendi’yi canlandıran Mehmet Günsür, “Ne büyük bir onur Cumhuriyet’in 100’üncü yılında bu projeyle burada olmak. Çok sevdiğim arkadaşlarımla bir arada bu işi yapmak çok büyük bir mutluluk” dedi.

BİLGİÇ: CUMHURİYET’İN 100’ÜNCÜ YILINA YAKIŞIR BİR PROJE YAPTIK

Madame Corinne’i canlandıran oyuncu Esra Bilgiç, “Cumhuriyet’in 100’üncü yılına yakışır bir proje yaptık. Arkadaşlarımla ve hocamla çalıştığım için çok mutluyum. Saner Bey’e de ayrıyeten teşekkür ediyorum. Nitekim bizim için şahane bir serüvendi, umarım seyirci de beğenir ve takdir eder. Heyecanla tekrar izlemeyi bekliyorum” diye konuştu.

AKKAYA: 100’ÜNCÜ YILA VE CEDDİMİZE YAKIŞIR BİR İŞ ÇIKARDIĞIMIZA İNANIYORUZ

Filmde Enver Paşa’yı canlandıran Sarp Akkaya bu projede yer aldığı için çok keyifli olduğunu söz ederek, “Hayatımda daha evvel birçok projede yer aldım fakat bu kadar büyük bir projenin içinde birinci kez yer alıyorum. Her manada büyük bir projeden bahsediyorum. 100’üncü yıla ve ceddimize yakışır bir iş çıkardığımıza inanıyoruz, bundan sonrası seyircinin takdiri” dedi.

ÖZTEKİN: SORUMLULUĞU ÇOK BÜYÜK BİR PROJEYDİ

Filmin yönetmeni Mehmet Ada Öztekin, “Uzun, yorucu, ağır, çok gururlandırıcı tıpkı vakitte da sorumluluğu çok büyük bir projeydi. Elimizden gelenin fazlasını yapmaya çaba ettik. Tüm oyuncu arkadaşlarımla, prodüktörlerimle ve takım arkadaşlarımla elimizden geleni yaptık. Son kararı seyirci izledikten sonra karar verecek” dedi.

SÖNMEZ: KENDİM OYNADIĞIM İÇİN DE ÇOK GURURLUYUM

Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğunu canlandıran Emre Mete Sönmez ise “Çok hoş bir sinemaydı. Çok beğendim. Kendim oynadığım için de çok gururluyum. Oyuncu ablalarım ve ağabeylerime çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

AYAR: DİSNEY’İN BU KARARI TÜRKİYE’YE ÖZEL BİR KARAR DEĞİL

Disney’in Atatürk dizisini kaldırmasına yönelik açıklamalarda bulunan sinemanın imalcisi Saner Ayar, “Disney’in bu kararı Türkiye’ye özel bir karar değil. Disney’in bu kararı, Amerika dışındaki bütün pazarlarda mahallî üretimi durdurmak üzere. Oralarda neden hiçbir diziyle ilgili ses çıkmadı da bir tek Atatürk gündem oldu? İşte o da Atatürk’ün büyüklüğü. Zira Türkiye’de Disney’in yaptığı öbür bütün diziler durduruldu ve platformda yer almıyor fakat onlar hiç gündem olmadı. Bir dünya başkanından bahsediyoruz. Bir dünya başkanının bütün dünyaya anlatılmasından bahsediyoruz o nedenle gündeme geldi. Bu Disney’in bütün dünyada aldığı stratejik değişim kararı, Atatürk’e özel alınmış bir karar değil, bunu size rahatlıkla söyleyebilirim. Bu ortada sinema Disney platformunda olsaydı yalnızca o platformun üyeleri seyredebilecekti. Sinemamız bütün Kıta Avrupa’sı, 19 Arap ülkesi, Bangladeş, Endonezya, Vietnam, Kore, Pakistan ve muhtemelen Çin’de, Ocak ayından sonra da Amerika’da vizyona girecek. Eylül ayı prestijiyle dünyanın en büyük platformlarından bir ya da bir kaçında birebir anda yayında olacak. Daha sonra da dünyadaki bütün televizyonlarda olacak. Yani Disney’de kalsaydı sinemanın bu kadar erişimi olmayacaktı. Şu anda Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını bütün dünyaya anlatıyor olacağız. Asıl sorun şu; Atatürk’ü tanımıyorlar, tanıdıkça daha çok sevecekler. Bu sinema bence en çok ona hizmet edecek” diye konuştu.

“DİSNEY İLE SAHİDEN DÜZGÜN BİR İŞ BİRLİĞİMİZ VARDI”

2019 yılında sinema çekme kararı aldıklarını tabir eden Ayar, ” Sinemanın senaryosunu hazırladık. Evvel HBO (Home Box Office – Amerikan Pay-Tv televizyon ağı) ile anlaştık. HBO bütün dünyada Amerika dışında üretim yapmama kararı alınca Disney geldi ve ‘bize üretir misiniz?’ dedi. Bunun üzerine biz muahede sağladık. Disney ile anlaştığımızda bütçenin esasen yüzde 65’ini harcamıştık, sete çıkmak üzereydik, oyuncu takımımız tamamdı ve senaryomuz hazırdı. Disney ile sahiden düzgün bir iş birliğimiz vardı fakat memleketler arası kararı bu istikamette olunca artık buradaki yöneticilerin de ona yapabilecekleri bir şeyleri yok” dedi.

FİLM HAKKINDA

Yapımda Atatürk rolünü Aras Bulut İynemli, Zübeyde Hanım’ı Songül Öden, Ali İstek Efendi’yi Mehmet Günsür, Enver Paşa’yı Sarp Akkaya ve Madame Corinne’i Esra Bilgiç canlandırıyor. Atatürk’ün çocukluğu ile başlayan ‘Atatürk 1.Film’ Ulusal Çaba’ya giden yolda bir kahramana dönüşerek hem kendi hem de ülkesinin kaderini değiştiren bir lideri anlatıyor.

‘Atatürk 1881-1919’ filminin özel bir kısmı birinci olarak 29 Ekim’de televizyonda seyirci karşısına çıkacak. Daha sonra sinemanın birinci kısmı 3 Kasım’da, ikinci kısmı ise 5 Ocak 2024’te vizyona girecek.

ŞENKAN ATATÜRK SİNEMALARI İÇERİSİNDE ÇOK AYRICALIKLI

Başrol oyuncuların Engin Şenkan, Ben bu türlü bir şeyi ömrüm boyunca beklemiştim. Sinemalar oynadık ancak bu türlü ses getirecek ve pahası olan bir şeyde oynamayı çok istedim. Bunu bana layık gördükleri için herkese teşekkür ederim. Yaptığım işlerin hiçbirini izlemedim, birinci kez kendimi izleyeceğim. Şimdiye kadar çekilmiş Atatürk sinemaları içerisinde çok ayrıcalıklı bir sinema. Atatürk’ün pahasını bilen insanların çoğalmasını canı gönülden istiyorum. Çok kısa bir ömürde bu kadar bir muvaffakiyet? Söyleyecek bir şey bulamıyorum dedi.

TUNA ATATÜRK’Ü HİSSETMEYE BAŞLADIĞINIZ HER AN ÇOK GÜÇ VE ÇOK DUYGULU

Oyuncu Onur Tuna da Çok küçük donelerle, çok küçük metaforlarla, çok büyük kıssalar anlatan bir sinema var elimizde. Mustafa Kemal bir kişidir lakin Atatürk bir ideolojidir. Hasebiyle sıkıntı bir roldü lakin elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Elimden geldiğince çalıştığımı düşünüyorum. İzleyenler umarım beğenirler, her zamanki üzere hoş bir Atatürk olduğunu düşünüyorum. Kendime dair metotlarım vardı ancak Atatürk’ün görselleri, görüntüleri, bugüne kadar hepimizin çocukluğumuzdan beri Atatürk’ün ideolojileriyle büyümüş olmamız benim kendi Atatürk’ümü çıkarmamda bana yardımcı oldu diyebilirim. Atatürk’ü hissetmeye başladığınız her an nitekim çok sıkıntı ve hisli. Plastik bir makyaj uygulanmadı lakin kendimi Atatürk kostümleriyle bir arada karakterin de içine girmeye hazır bir halde bulduğumda etkilendim. Bence bir oyuncunun başına gelebilecek en hoş donelerden biri hayatında. Umarım ben de bunu hoş değerlendirmişimdir tabirlerini kullandı.

Pelin Akil ise, kamera önündekilerin ve ardındakilerin canla başla çalışıp, çok emek verdiklerini vurguladı.

Filmin çocuk oyuncusu Azra Aksu da Çok memnunum, çok heyecanlıyım, çok gururluyum. İzleyenler bence ağlayabilirler. Bence çok hoş bir iş oldu. Birinci gördüğümde Onur ağabeyim nerede diye aradım. Çok Atatürk’e benzemişti. Çok sevdim. Bir Atatürk sinemasında oynamayı çok istiyordum diye konuştu.

Filmin gösterimi öncesi AA muhabirine açıklamada bulunan Onur Tuna, Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayarak, “Aslında çektiğimiz sinemada anlatmaya çalıştığımız husus, Cumhuriyet’in ömrünün bir ideoloji boyutunda sonsuza dek yaşayabilme ihtimali.” dedi.

Tuna, canlandırdığı “Mustafa Kemal” karakterinin bir kişi lakin Atatürk’ün bir ideoloji olduğunu belirterek, “Biz hepimiz çocukluğumuzdan beri bu ideolojiyle büyüdük, bu halde harmanlandık. Oyuncu olarak bu türlü bir rolün bana gelmesi farklı bir heyecandı, oynamak, role çalışmak başka bir heyecandı. Elimden geleni yaptığımı düşünüyorum.” sözlerini kullandı.

Filmde takım olarak hakikat isimlerle bir ortaya geldiklerini söyleyen Tuna, basın mensuplarına yaptığı açıklamada ise şunları kaydetti:

“Cumhuriyet’in 100. yılına ithafen bir sinema üzere duruyor lakin çok küçük donelerle, metaforlarla çok büyük kıssalar anlatan bir sinema var elimizde. Bütün oyuncu arkadaşlarımızla öyküyü okurken çok heyecanlandık ve hoş bir iş çıkarmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Umarım izleyenler beğenirler.”

“Latife Hanım’ı keşke daha evvelce tanısaymışım”

Akil, Latife Hanım’ı oynamaktan ötürü gurur duyduğunu vurgulayarak, “Onu keşke daha evvelden tanısaymışım, yalnızca ismen biliyordum. Lakin hayatını araştırınca, Atatürk’e olan sevgisini, hayranlığını, aşkını okudukça çok çok etkilendim. İyiki bu projenin içindeyim. Bence seyirciyi çok hoş bir sinema bekliyor ve uzun yıllar gerisinden konuşulacak, çok uzun yıllar sonra açılıp, tekrar izlenebilecek bir sinema olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Aslı Tandoğan da senaryoyu okuduğunda ağladığını ve heyecanlandığını lisana getirerek, “Çok süratli bir çekim sürecine girdik. Çok süratli çekildi lakin inanılmaz hoş bir platoda çekildi. Benim çekimlerim aslında bir gündü. Ben sinemada Elif’in annesini oynuyorum. Kısa fakat sahiden çok acıklı bir öyküleri var. Sinema, benim ölmemle birlikte Elif’in dedesinin yanına Çankaya Köşkü’nde Atatürk’ün mutfağına giden seyahatini anlatıyor.” diye konuştu.

“Şimdiye kadar çekilmiş Atatürk sinemaları içerisinde ayrıcalıklı bir film”

Oyuncu Engin Şenkan ise şunları söyledi:

“Birçok sinemada oynadım lakin bu türlü ses getirecek ve kıymetli bir sinemada oynamayı çok istemiştim. Sağ olsunlar, teşekkür ederim bu sineması bana layık gördükleri için. Aslında yaptığım işlerin hiçbirisini izlemem, birinci kere kendimi bu sinemada izleyeceğim. Çok hoş bir sinema oldu. Şimdiye kadar çekilmiş Atatürk sinemaları içerisinde ayrıcalıklı bir sinema. İnsanların aklında, kalplerinde yer edecek. Atatürk’ün kıymetini bilen insanların çoğalmasını canıgönülden istiyorum. Çok kısa bir ömürde bu kadar başarısı… Daha fazla söylenecek bir şey yok.”

Filmin senaristlerinden Vilmer Özçınar, “Güzel geri dönüşler aldık. Herkes sineması heyecanla bekliyor, biz de merakla bekliyoruz. Birinci sefer seyredeceğiz. Heyecanlıyız.” dedi.

Filmin öteki senaristi Ayla Hacıoğulları, “Cumhuriyet’in 100. yılında bu türlü hoş bir projeye imza attığımız için, bu projenin kesimi olduğumuz için çok memnunuz, gururluyuz. Sinema hakkında yazılacakları, değerlendirmeleri çok merak ediyoruz. Lakin önden aldığımız duyumlar çok çok olumlu. Artık Osmanlı’nın damak tadını, tarihi takip ederek bir kıssaya hakikat yol alacağız. Bu bir birlik ve devam öyküsü, en başından beri söylediğimiz üzere birleştirici bir kıssa.” biçiminde konuştu.

Galada sinemanın imalcisi Selim Tuncer, Cemal Hünal, Mustafa Kırantepe, Yasemin Conka, Irmak Gökdemir, Tuğba Daştan ve Azra Aksu da konuşma yaptı.

Sinema dünyasından birçok ismin konuk olduğu galaya AA Yönetim Kurulu Lideri ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, AA Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Enis Peru, AA Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Yusuf Özkır, AK Parti İstanbul Milletvekili ve bestekar Yücel Arzen ile Fener Rum Patriği Bartholomeos da katıldı.

Fahir Atakoğlu’nun küçük bir piyano resitali de sergilediği galada iştirakçilere Bihter Türkan Ergül tarafından Koku Akademisi’nde “Son Akşam Yemeği” sineması için özel olarak tasarlanan Atatürk’ün kokusu ikram edildi.

“Son Akşam Yemeği” sineması, 27 Ekim’de sinemaseverlerle buluşacak.

MÜFİT CAN SAÇINTI KİMDİR, KAÇ YAŞINDA, NERELİ?

Uzun ve başarılı bir mesleğe sahip olan Saçıntı, Türk televizyon dizileri ve sinema sinemalarında tanınmış bir oyuncu, senarist ve direktördür. İşte Müfit Can Saçıntı’nın mesleğine dair değerli bilgiler:

– Tam İsmi: Müfit Can Saçıntı

– Doğum Tarihi: 5 Mart 1968

– Doğum Yeri: Çorum, Türkiye

– Yaşı: 55 (2023 itibarıyla)

– Uygar Hali: Bekar

Eğitim:

– Kartal Sanat İşliği Tiyatrosu – Oyunculuk

Kariyer:

– Müfit Can Saçıntı, Türk televizyon dizileri ve sinema sinemalarında tanınmış bir oyuncu ve komedyendir.

– 1990 yılında “Olacak O Kadar” isimli televizyon programı ile senaryo yazarlığına başladı.

– Levent Kırca’nın “Olacak O Kadar” skeçlerinde on yıl boyunca senarist olarak misyon aldı.

– ABD’de eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye dönerek televizyon ve sinema dünyasında başarılı bir meslek inşa etti.

– “Mandıra Filozofu” isimli film serisinin yönetmeni ve başrol oyuncusu olarak tanınır.

– 2010-2012 yılları ortasında “Çocuklar Duymasın” dizisinde “Mandıra Filozofu Mustafa Ali” karakteri ile tanındı.

– 2012-2016 yılları ortasında “Seksenler” dizisini yönetti.

– 2013 yılında “Mandıra Filozofu” karakteri ile tanındığı “Mandıra Filozofu” isimli sineması yönetti.

– Ayrıyeten birçok televizyon dizisi ve sinema sinemasında oyuncu olarak yer aldı.

– Senaryo muharriri olarak da “Güldüren Cazibe”, “Son”, “Şeytan Bunun Neresinde”, “Biz Boşanıyoruz”, “Şöhretler Kebapçısı”, “Emret Komutanım”, “Hayat Apartmanı” ve daha birçok projeye imza attı.

MÜFİT CAN SAÇINTI FİLMLERİ, TV DİZİLERİ NELERDİR?

Yönetmenlik Mesleği:

– 2012: “Seksenler”

– 2013: “Doksanlar” (2 bölüm)

– 2013: “Mandıra Filozofu”

– 2015: “Mandıra Filozofu İstanbul”

– 2017: “Yaşamak Hoş Şey”

– 2018: “Babamın Ceketi”

– 2020: “Maskeler de Düşer”

Müfit Can Saçıntı, uzun bir meslek boyunca Türk televizyon ve sinema dünyasında kendisine saygın bir yer edinmiş bir sanatçıdır.

“Serçenin Gözyaşı”nın 17 Ekim’de İstanbul Kanyon’da yapılan görkemli galasından bir gün sonra Mersin‘den ödül haberi geldi.

Gişenin argümanlı üretimi, 18 Ekim Çarşamba günü, Mersin Yenişehir’de bu yıl ikincisi düzenlenen Çukurova Bayan Tepesi ve Bayan Muvaffakiyet Mükafatları Töreni’nde seçici komite tarafından mükafata paha görüldü.

Ödül merasimine sinemanın genç oyuncuları Gülsüm Sayar ve Burcu Baki katıldı. Saygın Medya’nın düzenlediği, Şenol İpek ve Wilma Elles’in sunduğu ödül merasiminde Sayar ve Baki’ye mükafatlarını işadamı Saygın Kurt verdi.

Kadına şiddet konusunda farkındalık yarattığı için “Serçenin Gözyaşı”na verilen bu ödül, öldürülen tüm bayanlara adandı. Üretim, tıpkı vakitte öldürülen bayanlara hürmet duruşu niteliği taşıyor.

BERGEN VE ÖZGECAN ASLAN’IN MEZARLARINA MANALI ZİYARET

Mersin’de bayana şiddetin sembol isimlerinden arabesk müzikçi Bergen ve üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın mezarları da bulunuyor. Genç oyuncular Sayar ve Baki, ödül için gittikleri Mersin’de Bergen ve Aslan’ı da unutmadı.

Ödül merasiminin akabinde dün “Serçenin Gözyaşı” sineması ismine Bergen ve Özgecan Aslan’ın mezarları ziyaret edildi ve kırmızı karanfiller bırakılarak “kadın cinayetlerinin durdurulması” istendi.

FİLMİN BİRİNCİ GALASI BAYAN MAHKUMLAR İÇİNDİ!

İstanbul Kanyon’da 17 Ekim’de yapılan süper bir galayla tanıtılan sinema, konuklardan tam not aldı. Bilhassa finali ayakta dakikalarca alkışlanan üretimin izleyicileri ortasında, 3 Mart 2009 yılında vahim bir halde öldürülen Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut da vardı.

Final sahnesinde, yitirdiği kızının fotoğrafını sinema perdesinde görünce gözyaşlarını tutamayan acılı baba, “Bu sinema tüm Türkiye’ye örnek olsun” dedi.

Ezilen, şiddete uğrayan, taciz edilen, öldürülen, ön yargılar nedeniyle toplum dışına itilen bayanların aslında isteyince neler başarabileceğini çarpıcı bir sinema lisanıyla beyazperdeye yansıtan sinema, gala ve vizyon tarihinden evvel birinci sefer Bakırköy Bayan Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki mahkumlara izletilmişti.

Yönetmen Aysun Akyüz Mehdiabbas, oyuncular Sedef Şahin, Dilek Cabar, Gülsüm Sayar ve sinemada konuk oyuncu olan gazeteci Hasret Gürses’in katıldığı bu manalı aktiflikte, his seli yaşanmıştı.

SİNEMADA BAYANLARDAN GÜÇBİRLİĞİ

Yapımcılığını Çağla Başak Çobanoğlu, direktörlüğünü Aysun Akyüz Mehdiabbas’ın üstlendiği sinemanın senaryosunu ‘Altın Kalem’ ödüllü muharrir Şengül Boybaş yazdı.

Çanakkale ve İstanbul’da mükemmel yerlerde çekilen sinemanın müzikleri de sanat dünyasının yakından tanıdığı bir isme, Zeynep Alasya’ya emanet…

Filmin sinemaseverlere bir de sürprizi var. Üretimde sanatçı Ahmet Kaya’nın lisanlardan düşmeyen “Nereden Bileceksiniz” isimli yapıtı de yer alıyor.

Ezgi Şenler, Uğur Güneş, Yeşim Salkım, Soydan Soydaş, Tamer Karadağlı, Dilek Cabar, Cihan Erler, Sedef Şahin, Hasret Gürses, Kubilay Penbeklioğlu, Bilge Şen, Yağızkan Dikmen, Ahmet Sarsılmaz, Özgür Çağlayan İncesu’nun oynadığı üretimde ünlü sanatçı Yeşim Salkım avukat rolünü canlandırıyor.

Filme, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı hakim rolüyle, usta gazeteci, televizyoncu Hasret Gürses de sunucu olarak konuk oluyor.

Kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmayı hedefleyen “Serçenin Gözyaşı”nın kıssası 70’li yıllarda başlıyor ve o yıllardan günümüze Türkiye’nin bir panoramasını sunuyor.

ULU Başkan Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın arşivinde yer alan restore edilmiş görüntü kayıtları, Bakanlığın ‘Film Mirasım’ web sitesinden izleyicilere sunuldu.

Atatürk’ün 1923 ile 1937 yılları arasında çekilmiş imgeleri, restore edilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Film Mirasım’ isimli web sitesinden izleyicilere sunuldu. Klip haline getirilen imgelerde, Atatürk’ün 1923’te İzmir’de Latife Hanım ile beraberken çekilmiş görüntüsü, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Konya, Bursa, Adana, Kayseri, Tunceli seyahatleri ile kendisini ziyaret eden İngiltere Hükümdarı 8’nci Edward, İran Şahı İstek Pehlevi, ABD Büyükelçisi Joseph Grew ile görüşmeleri ve 29 Ekim 1933’te düzenlenen Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında çekilmiş imgeler yer aldı.

‘Film Mirasım’ sitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından web sitesi ve taşınabilir uygulama olarak hizmete sunuldu. Bugüne kadar 8 milyon etkileşime ulaşılan sitede, Atatürk’ün az bilinen arşivlik imajlarından, Osmanlı’nın son periyodu ve Cumhuriyet’in birinci yıllarına, Anıtkabir’in üretiminden Kore Savaşı imajlarına kadar pek çok tarihi film kaydı olmak üzere 911 evrak sinema bulunuyor.