Paratiroid bezi fazla çalışan kızından, paratiroid bezleri olmayan anneye yapılan nakil başarılı oldu. Başarılı geçen operasyon sonrası hem anne hem kızı sıhhatine kavuştu. Nakli gerçekleştiren Endokrin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, bir Türk tabibi olarak bu birincisi gerçekleştirmekten gurur duyduklarını ve elde edilen başarılı sonucun emsal teşkil ederek emsal olaylarda da yüz güldüren sonuçlar alınabileceğini vurguladı. Birinci sefer birinci derecede aile yakınları ortasında gerçekleştirilen bu naklin literatüre gireceğini söyledi.
Trabzon’da yaşayan 54 yaşındaki Hülya Ataoğlu’nda 15 yıl evvel geçirdiği tiroid ameliyatı sonrasında paratiroid bezlerinin ziyan görmesi nedeniyle paratiroid hormon yetmezliği gelişti. Bu nedenle uzun yıllar ağır ilaç tedavisi kullanmak zorunda kaldı. Bunun yanında bedeninde da farklı sıkıntılar yaşayan Hülya Ataoğlu hayatını zorlaştıran hastalığı nedeniyle güç günler yaşadı. Kendine şifa olacak 27 yaşındaki kızı Belemir ise yıllardır böbrek taşı sorunu yaşıyordu ve bunun nedeninin çok çalışan bir paratiroid bezi olduğu tespit edildi. Dünyada birinci kere gerçekleştirilen süreçle kızındaki fazla çalışan paratiroid bezi anneye nakledilerek hem anne hem de kızı sıhhatine kavuştu.
Paratiroid bezlerinin alınmasından sonra bedeninde daima uyuşma, karıncalanma ve terleme yaşadığını lisana getiren Hülya Ataoğlu, “Senelerce hekim takibinde yaşamak zorunda kaldım. Kalsiyum açısından güçlü beslenmem ve kalsiyum ilaçları kullanmam gerekiyordu. Lakin bunlar daima yetersiz kalıyor, daima baktırmak zorunda olduğum kan bedellerim de düşük çıkıyordu” diye konuştu. Böbrek taşları sebebiyle üç defa operasyon geçirdiğini söz eden Belemir Ataoğlu ise annesiyle eş vakitli olarak yaşadığı rahatsızlıklarına deva bulmak için çok araştırma yaptıklarını ve en sonunda Prof. Dr. Erhan Ayşan ile ulaşarak tedavi olduklarını tabir etti.
“ANNEMİN DÜZGÜNLEŞME İHTİMALİ, BENİ GÜÇLENDİRDİ”
On yıldır böbreklerindeki taşlar nedeniyle daima ağrı ve sancılar yaşadığını, ameliyatlar olduğunu anlatan Belemir Ataoğlu, “Yaptığımız araştırmalar sonucunda buraya ulaşmak ve bu türlü bir tahlille karşılaşmak büyük bir talih oldu. Ameliyata girerken benim bedenimde fazla olan bir dokunun annemi güzelleştireceğini bilmek beni daha güçlü kıldı. Dünyada bir birincinin Türkiye’de yapılması ve bunun bir kesimi olmak çok güzel” açıklamasında bulundu.
“KIZIMLA DAHA DA BÜTÜN OLDUK”
“Nakil öncesinde kendimden çok kızım için kaygılıydım. Zira ona yardım edemeyecektim. Lakin tedavi sonrasında ikimiz de çok uygun olduk. Hiçbir sorunumuz kalmadı” diyen anne Hülya Ataoğlu kelamlarına şöyle devam etti:
“Artık hiçbir uyuşmam yok. Paratiroid hormon düzeyim de kalsiyum düzeyim de yükseldi. Tüm ilaçlarımı bıraktım. Çok memnunuz. Kızımın dokusunu bedenimde taşıdığımı bilmek beni genç ve canlı hissettiriyor. Yine doğmuş üzereyim. Kızımla esasen çok yakındık, artık ise tam bir bütün olduk.”
“ZENGİNDEN ALIP YOKSULA VERDİK”
Tiroid bezinin çabucak ardında bulunan paratiroid bezlerinin insan bedeninin en küçük organları olduğunu söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Endokrin Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Paratiroid bezleri epeyce küçük oldukları için tiroid ameliyatlarında gözden kaçarak ziyan görebiliyorlar ve bunun sonucunda hasta ömür uzunluğu kalsiyum eksikliği problemleri yaşayabiliyor” dedi.
Prof. Ayşan, mevzuya dair şu açıklamalarda bulundu:
“Anne Hülya Ataoğlu’nun 15 yıl evvel geçirdiği tiroid ameliyatı ile paratiroid bezleri ziyan görmüş ve az çalışmaya başlamış. Bu üzere durumlarda hastaya nakil gerçekleştirilmezse ömür uzunluğu ilaç kullanmak zorundadır. Öte yandan Hülya Hanım’ın kızı Belemir’in bir paratiroid bezinde çok çalışma tespit ettik. Böbrek taşlarının sebebi de buydu. Bu durum, her iki hastanın da düzgünlüğüne neden olan çok yeterli bir tesadüftü. Zira anne ve kızın genetik yapıları misal olduğu için nakil başarısı çok yükselecekti. Sonuç olarak da Belemir’deki fazla dokuyu alıp, Hülya Hanım’daki eksikliği giderdik. Tabir yerindeyse tıbbi manada Robin Hood’luk yaparak zenginden alıp yoksula verdik.”
“VAKAMIZ MEMLEKETLER ARASI LİTERATÜRE GİRECEK”
Paratiroid naklinin dünyada yalnızca birkaç merkezde yapılabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Erhan Ayşan, bunun önemli laboratuvar alt yapısı ve yetişmiş işçi gerektirdiğini söyledi. Prof. Ayşan kelamlarına şöyle devam etti:
“Daha evvel çok sayıda paratiroid nakli yaptık fakat birinci kez birinci derecede aile yakınları ortasında bu nakli gerçekleştiriyoruz. Dünyada da bugüne dek bu türlü bir nakil gerçekleştirilmedi. Böylelikle akrabalar ortasında nakil yapıldığında muvaffakiyet oranının ne olacağı sorusuna yanıt olacak birinci adımı atmış olduk ve birinci naklin başarılı olduğunu da göstermiş olduk. Artık bu nakli bilimsel bir makale olarak yazarak milletlerarası literatüre girmesini de sağlayacağız.”
“HEM ALICININ HEM VERİCİNİN SIHHATİNE KAVUŞTUĞU TEK NAKİL”
Anne-kız ortasında muvaffakiyetle tamamlanan bu nakil sonrası, bir bilim insanı olarak keyifli olduğunu belirten Prof. Ayşan, “Dünyada pek çok organın nakli yapılıyor lakin bir insanın bedeninde fazla olan bir organın bir öbür beşere nakli ile hem organ alıcısının hem organ vericisinin sıhhatine kavuştuğu tek nakil tipi paratiroid naklidir” dedi.
SIK SIK BÖBREK TAŞI DÜŞÜRENLER DİKKAT!
Paratiroid bezlerinin fazla çalışmasının sebebinin bilinmediğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Endokrin Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, “Sık sık böbrek taşı düşüren şahıslar, damarlarında kireçlenme sorunları yaşayan şahıslar kesinlikle kandaki kalsiyum düzeylerine baktırmalıdırlar. Bu ölçümler aile sıhhati merkezlerinde bile fiyatsız olarak yaptırılabilmektedir. Kan kalsiyumu 11’in üzerinde olan bireylerde çok büyük olasılıkla paratiroid bezinde fazla çalışma tespit edilecektir. Bu hastalar çabucak bir Endokrinoloji yahut Endokrin Cerrahi Uzmanına başvurmalıdırlar. Yapılan ayrıntılı testlerle mutlaklaştırılan teşhis sonrası gecikmeden yapılacak bir cerrahi müdahale ile damar ve böbrek sorunları başlamadan önlenebilir” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
