Nesiller Genetik, kısırlık tedavisinde çığır açan Non-invasive PGT uygulamalarına başladı…
Nesiller Genetik, embriyo sıvısından alınan örneğin embriyo biyopsisine gerek olmadan genetik olarak incelenmesine imkan tanıyan ‘Non-invasive PGT’ usulünü uygulamaya başladı. Kuşaklar Genetik Hastalıkları Kıymetlendirme Merkezi Kurucusu Dr. Gülay Özgön, ‘Non-invasive PGT’ ve yeni kuşak genetik testlerin, kısırlık tedavisi ile ilgili çalışan tabiplere mikroskopla görünenin ötesinde bir tahlil imkanı verdiğini söyledi.
2009 yılından bu yana hastalara, uzman doktorlara, hastane, klinik ve öteki laboratuvarlara rutin ve şahsa özel genetik teşhis hizmetleri, genetik danışmanlık ve daima eğitim hizmetleri sunan Kuşaklar Genetik, kısırlık tedavisi ve tedavi tüp bebek süreçlerinin muvaffakiyet oranlarını artıracak ‘Non-invasive PGT’ uygulamasına başladı. Tüp bebek tedavilerinin kritik adımlarından biri olan embriyo tarama ve seçimlerinde kullanılan test, embriyo sıvısından alınan örneğin genetik olarak incelenmesine imkan tanıyor. Embriyo biyopsisine gerek olmadan yapılan test, sağlıklı ve rahimde tutunmaya en elverişli embriyonun daha birinci transfer sırasında belirlenebilmesine imkan veriyor.
“Mikroskobun ötesini görmek mümkün”
Nesiller Genetik Hastalıkları Kıymetlendirme Merkezi Kurucusu Dr. Gülay Özgön, genetik incelemenin tüp bebek tedavi süreçlerinin olmazsa olmaz bir modülü olduğuna dikkat çekerek, gelişen biyoteknoloji ile girişimsel olmayan (non-invasive) metotların ön plana çıktığını ve kıymet kazandığını vurguladı. Non-invasive tahlillerin, embriyo sıhhati hakkında daha fazla şeyin keşfedilmesine ve tedavi verimliliğinin artırılmasına yardımcı olacağını söyleyen Özgön, “Embriyolardaki kromozomal anomaliler, tüp bebek tedavilerinin ve düşüklerin yaklaşık yüzde 50’sinden sorumlu. Non-invasive PGT testinin öncelikli odağı, embriyonun mümkün olan en inançlı şartlarda tahlil edilmesi ve gebelik için gereken müddetin azaltılması. Testin, sağlıklı bir gebelik ve dünyaya sağlıklı bir bebek getirilmesi mümkünlüğünü önemli biçimde artıracağına inanıyoruz. Non-invasive PGT sayesinde mikroskobun ötesini görmek mümkün” dedi.
Kromozomlarımız konuşuyor
Nesiller Genetik bünyesinde 12 yıldır uygulanan PGT uygulamalarında son teknolojileri ve altın standartları takip ederek, moleküler sistemler ile çalışıldığını söz eden Özgön, yeni metodun ender de olsa ortaya çıkma mümkünlüğü bulunan embriyo bütünlüğünün bozulma riskini de sıfırladığını vurguladı. Özgön, “Kromozomlarımız konuşuyor ve teknolojinin geldiği nokta sayesinde bu konuşmaları duyabiliyor, yorumlayabiliyor ve planlamalarımızı daha sağlıklı yapabiliyoruz. Genetik incelemeler tüp bebek tedavi süreçlerinde tabiplerin en kıymetli bilgi kaynağı ve bu kaynağı kıymetlendiren meslektaşlarımla çok olumlu sonuçlar alıyoruz” dedi.
Küresel sonuçlar olumlu
Geleneksel PGT-A’nın tersine, yeni Non-invasive teknik, embriyonun kendisinden değil, embriyoyu çevreleyen sıvıdan alınan DNA’yı tahlil ediyor. Dr. Gülay Özgön, “Tüp bebek (In Vitro Fertilization – IVF) embriyolarının girişimsel olmayan testleri bilim etraflarında büyük vaatler sunan ihtilal niteliğinde bir yaklaşım olarak görülüyor. Girişimsel olmayan bu testleri, embriyodan hücre çıkarmaya gerek kalmadan gerçekleştirebiliyoruz. Tahlilleri de hücrelerden ayrılan ve embriyonun gelişmekte olduğu ortama geçen sıvıdaki genetik malzeme üzerinde yapıyoruz. Bunun en kıymetli avantajı hücrelerin alınmasıyla ilgili embriyoya yönelik rastgele bir risk oluşmaması. Gerecin alınma etabında ise yüksek uzmanlık gerektiren girişimsel süreçler ortadan kalkıyor ve süreç kolaylaşıyor. Sonuçta süreç maliyetleri azalıyor ve daha kolay erişilebilir hale geliyor” tabirlerini kullandı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
