Her hafta ağırladığı sürpriz konuk sanatkarlarla farklı bahisler hakkında samimi ve eğlenceli bir sohbete sahne olan, birbirinden sıra dışı soruların yer aldığı kısımlarla temponun hiç düşmediği Şiddetli PSM’nin sevilen YouTube programı “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin bu haftaki konuğu başarılı oyuncu Ekin Koç oldu!
Müzikten, stand-up’a, mizahtan şimdiki hususlara kültürün her alanına dokunan ve her anı cümbüş dolu dakikalara sahne olan Kuvvetli PSM’nin sevilen programı “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin konuğu başarılı oyuncu Ekin Koç oldu. ‘Üç Kuruş’ dizisinde Efe Tekin karakterini canlandıran Ekin Koç, arkadaşlıkta kıymet verdiği şeylerden şenlik anılarına, çocukluk maceralarından şahsî tercihlerine kadar hayatına dair her şeyi tüm samimiyetiyle paylaştı.
“Cannes Sinema Festivali’nde ünlü olduğumu anladım”
Ekin Koç, programın sevilen kısmı “Gözlerimin İçine Bak”ta İbrahim Selim’in “Ünlü olduğun farkındalığını yaşadığın an ne vakitti?” sorusuna “’Muhteşem Yüzyıl’ı çekerken Cannes Sinema Festivali’ne gitmiştik. Gündüz otellerin olduğu kıyı şeridinde kocaman bir afiş vardı ve afişte kendimi gördüğümde bir farkındalık geldi. Sonra akşamında Beren Saat, Hülya Avşar ve Anastasia Tsilimpiou ile süslendik, giyindik, muhteşem lüks arabalarla bizi alıp bir şatoya götürdüler. İnanılmaz bir peyzajın, şatafatın olduğu bu şatoda Peru’dan, Hindistan’dan, Şili’den ve Amerika’dan gelen bir sürü kalabalık insanın benimle fotoğraf çektirmeye başladığını görünce ünlü olduğumu anladım ve ‘evet ünlü olmak bu türlü bir şey olsa gerek’ dedim” karşılığını verdi.
“Ortak hafıza yakın arkadaşlıkta önemli”
Ekin Koç,“Gözlerimin İçine Bak” kısmında İbrahim Selim’in “En yakın arkadaşının en yakın arkadaşın olmasının üç nedenini söyler misin?” sorusuna “Birincisi ortak hafıza. Güçlü bir ortak hafızaya sahip olmak değerli bir kriter. Bu aslında şöyle bir şey yani her arkadaş öyledir diye düşünülebilir lakin aslında o denli değil. Zira çok uygun anlaşacağımızı düşündüğüm ancak bir türlü yazgımızın birleşmediği, kesişemediği çok sevdiğim beşerler var. Fakat ortak hafızamız olmadığı için yakın arkadaş kategorisine giremiyoruz. Münasebetiyle anıları paylaşmak ortak hafızada buluşmak çok kıymetli. İkincisi de yakın etrafımdaki arkadaşlarımla kritik yapabilmeyi çok önemserim. Mesela bir performans olur, yaptığım bir şey olur yanına gidip fikrini sorduğum vakit yakın arkadaşım dürüst, yapan bir eleştri yapabiliyorsa bunu çok bedelli bulurum. Üçüncüsü ise elbette kuyumu kazmamasıdır diyebilirim.” karşılığıyla İbrahim Selim ve stüdyodakileri epeyce etkiledi.
“Oyunculuk insanın kendini sağaltabileceği bir alan”
Ekin Koç, İbrahim Selim tarafından sorulan “Otorite figürü ile çocukluğundan beri ortan güzel değilmiş. ‘Üç Kuruş’ dizisinde ise bir polisi canlandırıyorsun ve polisi de bir otorite olarak düşünürsek rolünle olan bağlantını nasıl buluyorsun?” sorusuna “Sonuçta oyunculuk insanın günlük hayatında kendini sağaltabileceği bir alan. Bir de o bir iş yani rolünü gündelik hayatına, kendi karakterine çok fazla bulaştırmıyorsun. Karakteri bir otorite olarak görmekten fazla kendimi bir set çalışanı olarak görüyorum yani ben o karaktere büründüm, otoriteyim filan üzere düşünmüyorum kayıt dendiği anda işimi icra ediyorum. Sette çoklukla zati Ekin’imdir. Karakteri içselleştireyim, dışarıdan bakayım üzere şeyler düşünmüyorum. Çok kısıtlı bir an zati rolde kaldığın an” cevabını verdi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
