Kartepe Zirvesi’nde Akıllı Şehircilik kavramının ele alındığı özel oturumda Akıllı Kentlerin bölgesel kalkınmaya dayanak verebileceği aktarıldı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin “Dirençli Kentler ve Kentin Dönüşümü” temasıyla bu yıl 4’üncüsünü gerçekleştirdiği 2022 Kartepe Doruğu, son gününde özel oturumlara Akıllı Şehirciliği tartıştı. Süleyman Paşa Salonunda gerçekleştirilen özel oturumda ‘Akıllı Kent Kavramı ve Sürdürülebilir Kent Yaşamı’ kavramı ele alındı.
“DİRENÇLİLİK KENTLERE NAZARAN FARKLILIK GÖSTEREBİLİYOR”
Prof. Dr. Oğuzhan Uran’ın oturum Başkanlığını yaptığı oturumda 5 bildirime yer verildi. Akıllı Kent Kavramı ve Sürdürülebilir Kent Hayatının ele alındığı oturumda birinci kelamı Medeniyet Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kömürcüoğlu aldı. Akıllı Kent Vizyonunda Dirençli Kent Kavramının Yeri bahisli bildirimi için sunum yapan Kömürcüoğlu; “Dirençli kent ve akıllı kent 2 farklı kavram olsa da tek kavram olarak ele almayı uygun gördüm. 2 Kavram içerisinde ortak noktalar var. İstanbul, New York, Londra, Berlin ve Edmonton akıllı kent vizyon evraklarını inceledik. Bu kentlerin vizyon evraklarında yer alan Akıllı Kent ve Dirençli Kent bahislerinde farklılıklar bulunuyor. Atıf yapılan dirençli kent bağlamında hangi konuların öne çıkarıldığında farklı hususlar ön plana çıkıyor” tabirini kullandı.
“BÖLGESEL KALKINMAYA, AKILLI KENTLERİN DAYANAK VERMELİ”
Yozgat Üniversitesi’nden Arş. Gör. Emre Ezin, “Akıllı” Kent Uygulamaları Üzerinden Dirençli Kentlere Dönüşüm bahisli bildirisinde Türkiye’nin iki kıymetli kenti Konya ve Eskişehir örneğini verdi. Akıllı kent uygulamalarının Büyükşehir idarelerinde ehemmiyetinin arttığına dikkat çeken Arş. Gör. Ezin; “Akıllı kent kavramı literatüre 1990 yılında girdi. Akıllı kentler daha hizmet odaklı vatandaş odaklı bir anlayışla gerçek kullanıldığını görüyoruz. Akıllı Kent kavramında yalnızca tek bir sistemin akıllı olması bizim işimize yaramıyor. Güçten ulaşıma, Altyapıdan kanalizasyona kadar Akıllı Kent uygulamalarının aktif bir biçimde kullanıldığı hizmetler olması gerekiyor. Bu uygulamalar Akıllı kentlerde kentsel ömür kalitesinin güzelleştirilmesini hedefliyor. Biz Eskişehir ve Konya’yı ele alıyoruz. 2 kent içinde büyük yoğunlukta bir akıllı Kent uygulamalarının kullanıldığını gördük. 2 Kentin ortak bir noktası var. İkisi de kendisini öğrenci kenti olarak anıyor. Çok fazla genç olma sebebiyle akıllı kent uygulamalarını daha erken kullandıklarını görüyoruz. Akıllı kentlerin şöyle bir artısı var. Bu kentler bölgesel kalkınmaya da takviye vermeli” açıklamasını bulundu.
“YAĞMUR SUYU HASADI DEĞERLİ BİR KONU”
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Erman Ülker, Kullanıcı Dostu Simülatör İle Büyükşehirler İçin Yağmur Suyu Hasatı Öncelikli Alanların Belirlenmesi konusunu ele aldı. Bildiriminde İzmir Büyükşehir Örneğini veren Dr. Ülker; “Kontrolsüz su tüketimi ve iklim şartları anormallikleri, kullanılabilir su potansiyelini gün geçtikçe tüketiyor. Su azalmıyor. Tatlı su kaynakları azalıyor. Artan insan popülasyonu ve nüfus artışı her ülkede, her kente su düşüncesi yaşayacak. Biz farklı hususları ele aldık. Çok kolay bir mevzuyu ele alırsak, tuvaletlerdeki atık su kullanımı azaltırsak 25’lik bir tasarruf sağlayacağız. Buda bize 10 yahut 20 yıllık bir su tasarrufu sağlayacak. Suyun geri kazanımı için yağmur suyu hasadı sistemleri değer kazanmaya başladı. Biz bu sistemi üniversitemizde kullanmaya başladık. Bu çalışmada, yağış dalgalanmaları dikkate alınarak yağmur suyu hasat sisteminin performansını göstermek için geçmiş yağış bilgilerine dayalı bir simülatör geliştirildi. Sonuç olarak, kamu binalarının nüfusun su muhtaçlığının yaklaşık 1’ini karşıladığını gördük. Bu sistem bize şunu gösteriyor ki metropollerdeki yağmur suyu hasadının bölgedeki su muhtaçlığının küçük bir kısmını oluşturduğunu gösterse de, toplumda yağmur suyu hasadının yaygınlaştırılması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
“AKILLI VE DİRENÇLİ KENTLER İÇİN İKİZ DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ”
Türk-Alman Üniversitesinden Prof. Dr. Elif Nuroğlu, Avrupa Yeşil Mutabakatı Ve İkiz Dönüşüm Çerçevesinde Akıllı Kentler kavramını ele aldığı bildirisinde Sanayi 4.0’a dikkat çekti. Akıllı ve dirençli kentler yaratmanın yegâne yolunun ikiz dönüşümü başarılı bir biçimde uygulamaktan geçtiğini söz eden Prof. Dr. Nuroğlu; “Son periyotta ülkeleri etkileyen bir pandemi kelam konusu. Salgın dijital teknolojilere yapılan yatırımları geride bıraktı. Etrafa ziyan vererek edinilen kazanımlar sürdürülebilir memnunluğu ve huzuru sağlayamaz. Geleceğin hayat alanları olan akıllı ve dirençli kentlerin alt yapısı için gereken eser ve hizmetler devasa bir pazar manasına gelmektedir. Tüm ülkeler çevresel tesirlerini azaltmak ve karbon izini azaltmak için çalışmalar yapıyor. Karbon izini sıfırlayamıyoruz. Bizim yapmamız gereken karbon izimiz kadar ormanlarımızı arttırmak ve okyanuslarımızı korumak zorundayız. Yeşil dönüşüm akıllı şehircilik ve sürdürülebilirlik için değerli bir kavram” tabirini kullandı.
“AKILLI VE DİRENÇLİ KENTLER DEĞER KAZANIYOR”
Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Arş. Gör. Tuğçe Bayram Topçu, Akıllı Ve Dirençli Kent: Bütünleştirilmiş Bir Kavram Önerisi başlıklı bildirisinde nüfus artışına dikkat çekti. Kentler, dünya topraklarının sadece 4’ünü kaplasa da, dünya nüfusunun 55’ine konut sahipliği yaptığına dikkat çeken Topçu; “Şehirlerde yaşayan nüfusun 2050 yılına kadar 68’e çıkacağı beklentisi, ortaya çıkacak kentleşme dinamikleri, gereksinimleri ve sorunları şimdiden ele almayı gerektiriyor. Her geçen gün sürdürülebilirlik, erişilebilirlik ve güvenlik üzere bedeller üzerinde yükselen kavramlar ortaya atılmakta ve Akıllı Kent, Dirençli Kent kavramları kıymet kazanmaktadır” sözünü kullandı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
